TATLI BİR KAÇAMAK BANDIRMA-TATLISU

Güzel bir sabaha şükrederek gözlerinizi açarsınız ya,hava pırıl pırıl,miss gibi…Hele bir de burnunuzda sevdiğiniz dostlarınızın özlem kokusu tüterse,işte o zaman hiç kimse sizi tutamaz,hemen yola koyulmak istersiniz.

İşte yine öyle bir gündü benim hikayem.Apar topar hazırlanmalar (her zaman ki gibi 🙂 ) ve kendini hoooop Bandırma’da bulmalar.Yaklaşık bir saat yol gittikten sonra Bandırma’ya vardık.İlk önce size birazcık Bandırma’dan bahsedeyim.Bandırma,Marmara Denizi kıyısında  Balıkesir(yaşadığım şehir) iline bağlı,üçüncü büyük sahil ilçesi. Bandırma ile ilgili bilgileri sizlere daha sonraki yazılarımda detaylandıracağım.

Bandırma’ya gidilince kahvaltı yapılacak mekan belli.Neresi mi?Durun, hemen anlatayım 🙂

Hasret giderme faslından sonra,kahvaltılıklar hazırlanıp çantaya konulur ve 13-14 kilometre yol gittikten sonra Tatlısu’ya varılır.Kapıdağ Yarımadası’nda  bulunan Tatlısu Köyü, tarihi zamanlar boyunca birçok döneme misafirlik yapmış.Köy, adını  Kapıdağ içlerinden gelen serin ve taze kaynak suyundan alıyor.Bu su çay bahçelerinde önünüze sürahilerle bol bol konuluyor.

Tatlısu bizi küçük ve şirin kumsalı,köy kahveleri,çay bahçeleri ve dalgakıranları ile karşılıyor.Sahilde çok güzel minik koyları var.

 

Her sahilin yeşillikler içinde küçük çay bahçeleri var.Bu çay bahçelerine herkes,özellikle kahvaltı yapmaya geliyor.Neredeyse gelenekleşmiş bir hale gelmiş bu durum.Buranın en çok hoşuma giden tarafı da kahvaltı malzemelerinizi yanınızda getirip, içeceklerinizi çay bahçesinde içmeniz.

Çay bahçesinin karşısındaki fırından da sıcacık ekmek ve simitleri alıp,çayınızı ısmarlıyorsunuz.Üstelik kimseden de”dışarıdan yiyecek sokmak yasak” söylemiyle karşılaşmıyorsunuz.

Denizin önünde,martı çırpınışları ve balıkçı  motorlarının denizin üstündeki ufak hareketleri eşliğinde kahvaltınızı yapıyorsunuz.

Arada minik dostlarımızı da unutmuyoruz,onları da besleyip iç huzurumuza eriyoruz 🙂 Kahvaltının üzerine “usta çek bir az şekerli Türk kahvesi “diyerek kahvaltımızı sonlandırıyoruz 🙂

Kahvaltının üzerine de küçük bir sahil turu yapalım dedik:)Önünden geçip giderken sahildeki kumların güzelliğine bakmadan geçmek  imkansızdı,mutlaka gitmeliyiz dedik ve gittik 🙂 Tatlısu’ya ayrıca kumsallarındaki  un gibi temiz kumu ve buralardan teknelerle kum alındığı için önceleri kum limanı ismi ile çağılırıldığı da belirtiliyor. (ek bilgi 🙂 )

 

Yazın bir belde,kışın bir köy olacak kadar nüfus farkı yaşayan bu mahalleden çıkmadan önce, eğer pazar günü gittiyseniz dönüşte köy pazarına uğrayıp,birazcıkta içinizdeki çocuğu şımartıp ,gürültülü kalabalığınıza geri dönebilirsiniz 🙂

Hoşçakal Tatlısu,hoşçakalın güzel insanlar…